Tunç Soyer'in Kızından Şok Mektup! Cem Küçük Ne Cevap Verecek?
Aktüel

Tunç Soyer'in Kızından Şok Mektup! Cem Küçük Ne Cevap Verecek?


22 September 20255 dk okuma10 görüntülenmeSon güncelleme: 22 September 2025

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in tutuklanmasının ardından kızı ve avukatı Defne Soyer, gazeteci Cem Küçük'e dikkat çekici bir mektup gönderdi. Mektupta, davanın hukuk davası niteliğinde olduğu ve suç unsurlarının bulunmadığı savunuldu. Peki, bu mektup kamuoyunda nasıl yankı bulacak ve Cem Küçük bu iddialara ne cevap verecek?

Tunç Soyer Davası: Hukuki İhtilaf mı, Ceza Davası mı?

Defne Soyer mektubunda, davanın aslında bir hukuk davası olduğunu ve Danıştay kararının da bu yönde olduğunu vurguladı. Mektupta, "Bu dava bir hukuk davasıyken, Danıştay kararıyla da hukukî ihtilaf niteliğinde olduğu belirtilmişken ceza davası olarak görülmektedir" ifadeleri yer aldı. Ayrıca, nitelikli dolandırıcılık suçlamasının hiçbir unsurunun oluşmadığı ve iddianamede kişisel menfaat elde edilmediği tespitinin yapıldığı belirtildi.

Defne Soyer, mektubunda şu ifadelere yer verdi:

  • Nitelikli dolandırıcılık suçlaması yapılmaktaysa da suçun hiçbir unsuru oluşmamış, suçun unsurlarına dair hiçbir delil iddianamede bulunmamaktadır.
  • İddianamede açıkça kişisel menfaat elde edilmediği tespiti yapılmıştır.
  • Dolandırıcılık suçunun oluşması için gerekli unsurlarda hile ve desise ile kişileri kandırma kastıyla hareket edilmesi gerekirken, mevcut durumda kentsel dönüşümde kooperatifçilik modelinin uygulanmasındaki tek kasıt 10 yılı aşkın süredir evlerini bekleyen hak sahiplerinin evlerine yerleşmesi, İzmirlilerin güvenli konutlarda yaşamaları, deprem dirençli bir kent oluşturmaktır.

Kooperatif Modeli ve Kentsel Dönüşüm İddiaları

Mektupta, kentsel dönüşümde kooperatifçilik modelinin uygulanmasının amacının, depremzedelerin evlerine kavuşması ve İzmir'in depreme dayanıklı bir kent haline gelmesi olduğu vurgulandı. Defne Soyer, müteahhitlerin karlı görmemesi nedeniyle ihalelere kimsenin girmediğini ve bu nedenle kooperatif modeline geçildiğini belirtti. Ayrıca, Tunç Soyer ve tutuklu bürokratların görevlerini yaptıkları için tutuklu bulundukları savunuldu.

Defne Soyer, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ve barınma hakkını sağlamak için yenilikçi ve hukuka uygun çözümler geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Mektupta, İzmir'de mevzuata göre depreme dayanıksız kabul edilen 670.000 bina varken TOKİ'nin yaptığı 5 bin konutun yetersiz olduğu vurgulandı.

Davada Tartışılan Konular ve Savunmalar

Mektupta, davada tartışılan üç konuya da değinildi:

  • Kooperatiflerle yapılan sözleşmeler
  • Yönetim kurulu kararıyla imzaların sonradan tamamlanmış olması
  • Kamu zararı

Defne Soyer, imzaların sonradan tamamlanmasının Sayıştay'ın tavsiyesine uyulması sebebiyle olduğunu ve o dönemde bir hukuksuzluk tespit edilmediğini belirtti. Kooperatiflerle yapılan sözleşmelerin hukuka uygun olduğu ve yapı kooperatifçiliğinin tüm dünyada uygulanan bir model olduğu savunuldu. Ayrıca, inşaatlardaki gecikmeler nedeniyle kira yardımı yapılmasının kamu zararı oluşturmadığı, aksine kooperatifleşme olmasaydı daha büyük kamu zararı ortaya çıkacağı ifade edildi.

Sonuç olarak, Defne Soyer, dolandırıcılık ile bağdaşmayacak birçok tartışma ile suç oluşturulmaya çalışıldığını ve tutukluluğun bir ceza olarak kullanıldığını belirtti. Bu mektup, Tunç Soyer davasının seyrini nasıl etkileyecek ve Cem Küçük bu iddialara nasıl bir yanıt verecek, merak konusu.