Ünlü oyuncu Mert Turak, katıldığı bir televizyon programında Filistin'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, dünya kamuoyunun sessizliğine sert tepki gösterdi. Turak, sözleriyle sosyal medyada gündem oldu.

"Soykırım Legalleşti, Kimse Umursamıyor!"

24 TV'de yayınlanan Arafta Sorular programına konuk olan Mert Turak, Star Gazetesi yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlarken, dünyadaki savaşlara ve özellikle Filistin'deki duruma değindi. Turak, şu ifadeleri kullandı:

"Soykırımın legalleştiği bir dünyada yaşıyoruz ve artık bu kimseyi de rahatsız etmiyor. Herkes bunu normalleştirdi. Ne kadar zamandır devam ediyor? Bir babanın evladını kolsuz bacaksız gömmesine herhalde herkes çok alıştı. Herkes hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam ediyor. Ahir zaman."

Mert Turak'ın bu sözleri, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Birçok kullanıcı, Turak'ın duyarlılığına destek verirken, Filistin'de yaşananlara dikkat çekilmesi gerektiğini vurguladı.

"Bebeklerin Ölmesine Alıştık!"

Turak, açıklamalarının devamında vahşi kapitalizmin her şeyi meşrulaştırdığını ve insanların bebeklerin ölümüne alıştığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Vahşi kapitalizm her şeyi legalleştirdi. Bizler de bebeklerin ölmesine alıştık gibi görünüyor ne yazık ki. Bir babanın evladını kolsuz bacaksız gömmesine herhalde herkes çok alıştı. Herkes hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam ediyor. Çok enteresan. Ahir zaman. Başka bir açıklaması yok. Tam olarak ahir zamanda olduğumuzu gösteriyor bu durum. Nasıl çıkacağız? Dünya nasıl çıkacak? Her gün hala o kadar bebeğin, o kadar çocuğun orada katledilmesini dünya nasıl temizleyecek?"

Mert Turak'ın bu sözleri, izleyicileri derinden etkiledi. Programın ardından sosyal medyada Turak'a destek mesajları yağdı.

Mert Turak'ın Filistin'de yaşananlara yönelik bu duyarlı açıklamaları, uzun süre konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. Ünlü oyuncunun bu tavrı, diğer sanatçılara da örnek teşkil etmesi dileğiyle.

Mert Turak'ın bu açıklamaları, Filistin'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekilmesi açısından büyük önem taşıyor. Umuyoruz ki, bu tür duyarlı yaklaşımlar, dünya kamuoyunun vicdanını harekete geçirir ve bölgedeki sorunların çözümü için adımlar atılmasına katkı sağlar.