İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu, hakkında açılan "Bilirkişi" davasıyla ilgili flaş bir karar aldı. İmamoğlu ve avukatları, duruşmanın usule aykırı bir şekilde Silivri'ye taşındığını belirterek, yarınki (12 Haziran) duruşmaya katılmama kararı aldı. Bu karar, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı.

Duruşma Neden Silivri'ye Alındı?

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, duruşma yerinin değiştirilmesine sert tepki gösterdi. Çelik, "Uzun süredir türlü hukuksuzluk yaşıyoruz. Kişiye özel keyfi uygulamaların yeni örneği, Ekrem Başkanımızın 12 Haziran'da görülecek duruşma yerinin, 24 saat kala değiştirilmesi oldu" dedi. Bu durumun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Çelik, İmamoğlu ve avukatlarının bu keyfi uygulamaya tepki olarak duruşmaya katılmayacağını açıkladı.

Duruşmanın Silivri'ye alınma gerekçesi henüz resmi olarak açıklanmazken, bu kararın siyasi bir hamle olduğu iddiaları gündeme geldi. İmamoğlu'nun avukatları, duruşma yerinin değiştirilmesinin savunma haklarını kısıtladığını ve adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu savundu.

Davanın Arka Planı: Bilirkişi Raporu İddiaları

Dava, İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta Saraçhane'de düzenlediği basın toplantısında kullandığı ifadeler üzerine açılmıştı. İmamoğlu, İBB, Esenyurt ve Beşiktaş belediyeleri ile ilgili soruşturmalarda görev alan bir bilirkişi hakkında "Bu kişinin Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu?" şeklinde bir soru yöneltmişti. Bu sözler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiş ve İmamoğlu hakkında soruşturma başlatmıştı.

Olayın ardından Halk TV yöneticisi Suat Toktaş da tutuklanmıştı. Toktaş'ın, söz konusu bilirkişi ile yaptığı bir telefon görüşmesini televizyonda yayınlaması üzerine "işiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" suçundan soruşturma açılmıştı.

Ekrem İmamoğlu'nun bu davadaki temel savunması, kamuoyunu bilgilendirme görevi kapsamında hareket ettiği ve herhangi bir hakaret kastı taşımadığı yönünde. Ancak savcılık, İmamoğlu'nun sözlerinin bilirkişinin itibarını zedelediği ve yargı sürecini etkilemeye yönelik olduğu iddiasında bulunuyor.

Siyasi Etkileri ve Muhtemel Gelişmeler

İmamoğlu'nun duruşmaya katılmama kararı, davanın seyrini nasıl etkileyeceği merak konusu. Hukukçular, sanığın duruşmaya katılmamasının yargılama sürecini uzatabileceğini ve bazı delillerin değerlendirilmesini zorlaştırabileceğini belirtiyor. Ancak İmamoğlu'nun avukatları, müvekkillerinin yazılı savunmalarını mahkemeye sunacaklarını ve hukuki mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ediyor.

Bu dava, İmamoğlu'nun siyasi kariyeri açısından da önemli bir dönüm noktası olabilir. 2025 yerel seçimleri öncesinde İmamoğlu'nun bu davadan alacağı sonuç, seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir. Siyasi analistler, davanın İmamoğlu'nun mağduriyet algısını güçlendirebileceği ve oy potansiyelini artırabileceği görüşünde. Ancak, davanın aleyhte sonuçlanması durumunda İmamoğlu'nun siyasi geleceği belirsizliğe düşebilir.

Duruşmanın ertelenmesi ve yeni bir tarih belirlenmesi bekleniyor. Bu süreçte, İmamoğlu'nun avukatları hukuki girişimlerini sürdürecek ve davanın adil bir şekilde sonuçlanması için çaba gösterecekler. Kamuoyu, davanın seyrini ve İmamoğlu'nun geleceğini yakından takip etmeye devam edecek.