
Çıplaklık Tuzağı: Batılılaşma Bizi Nasıl Esir Aldı?
Prof. Dr. Sami Şener'in dikkat çekici analizine göre, Batılılaşma sürecinde bilgi edinmek yerine, Batı'nın kanunlarını, yaşam tarzını ve beraberinde getirdiği "aşağılık kompleksi"ni benimseyerek adeta kültürel bir çıplaklık yaşadık. Bu durum, toplumumuzun öz değerlerinden uzaklaşmasına ve kimlik bunalımına sürüklenmesine neden oldu.
Batılılaşma Sürecinde Kaybedilenler
Batılılaşma, modernleşme çabalarıyla birlikte geleneksel değerlerimizden uzaklaşmamıza yol açtı. Özellikle, Batı'nın kültürel hegemonyası altında ezilen toplumlar, kendi özgün kimliklerini korumakta zorlandılar. Bu süreçte, bilgi ve bilinç yerine taklit ve yüzeysellik ön plana çıktı. Aşağılık kompleksi, kendi değerlerimize yabancılaşmamıza ve Batı'yı idealize etmemize neden oldu.
- Kültürel Yozlaşma: Özgün değerlerin terk edilerek, Batı kültürünün körü körüne taklit edilmesi.
- Kimlik Bunalımı: Kendi kimliğinden uzaklaşarak, Batılı bir kimliğe öykünme çabası.
- Aşağılık Kompleksi: Batı'nın üstünlüğünü kabul ederek, kendi değerlerini küçümseme.
Çıplaklığın Anlamı ve Sonuçları
Prof. Dr. Sami Şener'in "çıplaklık" metaforu, kültürel ve manevi değerlerimizden arınarak savunmasız hale gelmemizi ifade ediyor. Bu durum, toplumun dış etkilere açık hale gelmesine ve kolayca manipüle edilmesine zemin hazırlıyor. Özellikle, küreselleşme ile birlikte artan kültürel etkileşim, bu çıplaklığı daha da derinleştiriyor.
Çıplaklık sadece fiziksel bir durum değil, aynı zamanda zihinsel ve kültürel bir durumu da ifade eder. Bilgiye sahip olmadan, eleştirel düşünme yeteneği gelişmeden, Batı'nın değerlerini sorgulamadan benimsemek, bizi kültürel olarak çıplak bırakır. Bu da, özgünlüğümüzü kaybetmemize ve başkalarının değerleriyle yaşamamıza neden olur.
Batılılaşma sürecinde yaşanan bu kültürel çıplaklık, toplumumuzun geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Kendi değerlerimize sahip çıkarak, bilgiyi ve bilinci ön planda tutarak, bu çıplaklıktan kurtulmak ve özgün kimliğimizi yeniden inşa etmek zorundayız.