ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail-Filistin barış planını açıklamasının ardından, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tutumu büyük merak konusu oldu. Kameralar önünde plana destek verdiğini açıklayan Netanyahu, konuşmasında dile getirdiği "bazı koşullar" ile dikkatleri üzerine çekti. Uzmanlar, İsrail'in Trump'ın planını kabul etse dahi, Gazze'yi kalıcı olarak işgal etme niyetinden vazgeçmediği görüşünde birleşiyor.

Netanyahu'nun Koşullu Desteği Ne Anlama Geliyor?

Netanyahu, planı "savaş hedeflerine ulaşmak için" desteklediğini ifade etti. Ancak bu destek, İsrail iç siyasetinde de tartışmalara yol açtı. Özellikle Netanyahu'nun koalisyon hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar, planın Filistin Yönetimi'nin varlığını sürdürmesine olanak tanımasına şiddetle karşı çıkıyor. Bu durum, Netanyahu'nun aslında ne kadar samimi olduğu sorusunu akıllara getiriyor. İsrail'in bu plana verdiği destek, uluslararası arenada da yakından takip ediliyor. Özellikle Avrupa Birliği ve Arap ülkeleri, planın detaylarını ve İsrail'in gerçek niyetini anlamaya çalışıyor.

• Netanyahu'nun açıklamaları dikkatle inceleniyor.
• Koalisyon ortakları arasındaki görüş ayrılıkları endişe yaratıyor.
• Uluslararası toplum, planın uygulanabilirliğini sorguluyor.

Gazze'yi İşgal Planı Hala Masada Mı?

Peki, İsrail'in Gazze'yi işgal planı hala masada mı? Uzmanlara göre, Netanyahu'nun "koşullu destek" açıklaması, bu planın tamamen rafa kaldırılmadığına işaret ediyor. İsrail'in, Gazze'deki Hamas varlığını gerekçe göstererek, bölgede kalıcı bir askeri varlık bulundurma arzusunda olduğu biliniyor. Bu durum, Filistinliler için büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor. Gazze'nin işgali, bölgedeki zaten kırılgan olan barış umutlarını tamamen ortadan kaldırabilir.

Orta Doğu uzmanı Ali Kemal Erdem konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: "Netanyahu'nun bu planı desteklemesi tamamen taktiksel bir hamle. Asıl amacı, Gazze'deki durumu kendi lehine çevirmek ve bölgede kalıcı bir İsrail varlığı oluşturmak."

Orta Doğu'da Neler Olacak?

Netanyahu'nun gerçek niyetleri ve İsrail'in olası adımları, Orta Doğu'nun geleceği açısından kritik önem taşıyor. Bölgedeki diğer aktörlerin de bu duruma nasıl tepki vereceği merakla bekleniyor. Özellikle Türkiye'nin ve diğer bölge ülkelerinin, Filistin halkının haklarını savunma konusundaki kararlılığı, bölgedeki dengelerin korunması açısından hayati önem taşıyor. Önümüzdeki günlerde, İsrail'in atacağı adımlar ve uluslararası toplumun bu adımlara vereceği tepkiler, Orta Doğu'nun geleceğini şekillendirecek.

Sonuç olarak, Netanyahu'nun Trump'ın Gazze planına verdiği "koşullu destek," İsrail'in bölgedeki uzun vadeli hedefleri hakkında soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. Gazze'nin işgali gibi bir senaryo, bölgede yeni bir çatışma dalgasını tetikleyebilir ve barış umutlarını tamamen yok edebilir. Uluslararası toplumun bu konuda daha dikkatli ve proaktif olması, bölgedeki istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor.