Samsun'un Bafra ilçesinde yaşanan korkunç olay, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Serdar Kıyak'ın kullandığı otomobilin Kızılırmak Nehri'ne uçması sonucu eşi Gülşah ve oğlu Poyraz hayatını kaybetti. Sürücü Serdar Kıyak'ın ise yara almadan kurtulması, olayın üzerindeki şüpheleri artırdı. Savcılık soruşturmayı derinleştirirken, ailenin evinde bulunan bir günlük, olayın seyrini değiştirebilecek önemli bir ipucu olarak değerlendiriliyor.

Kaza mı, Cinayet mi? Şüpheler Neden Arttı?

Kazanın ardından yapılan ilk incelemelerde, olay yerinde herhangi bir fren izine rastlanmaması, Serdar Kıyak'ın ifadesindeki çelişkiler ve görgü tanıklarının ifadeleri, soruşturmayı farklı bir yöne çekti. Serdar Kıyak'ın kazadan yara almadan kurtulması da şüpheleri daha da artırdı. Tüm bu gelişmeler üzerine savcılık, Serdar Kıyak'ı gözaltına alarak tutuklama kararı verdi.

Olayla ilgili konuşan bir görgü tanığı, "Aracın hızla nehre doğru sürüklendiğini gördüm. Herhangi bir fren sesi duymadım. Sanki araç bilerek nehre sürülmüş gibiydi," dedi. Bu ifadeler, olayın bir kaza değil, planlı bir cinayet olabileceği ihtimalini güçlendirdi.

Günlükteki Sırlar Ortaya Çıkacak mı?

Savcılık tarafından yapılan ev aramasında bulunan günlük, olayın aydınlatılması için büyük önem taşıyor. Günlükte, ailenin arasındaki sorunlar, Serdar Kıyak'ın eşiyle yaşadığı anlaşmazlıklar veya olaya ışık tutabilecek herhangi bir bilginin olup olmadığı araştırılıyor.

Uzmanlar, günlüğün kriminal incelemesinin yapılacağını ve içerisindeki yazıların Gülşah Kıyak'a ait olup olmadığının belirleneceğini belirtiyor. Günlükteki ifadeler, olayın bir kaza mı yoksa cinayet mi olduğunu netleştirecek önemli bir kanıt olabilir.

Kızılırmak'taki Vahşetin Ardındaki Gerçek Ne?

Kızılırmak'ta yaşanan bu acı olay, akıllarda birçok soru işareti bıraktı. Serdar Kıyak'ın eşini ve oğlunu kasten öldürüp öldürmediği, günlüğün olayın aydınlatılmasındaki rolü ve soruşturmanın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkacak yeni deliller, bu vahşetin ardındaki gerçeği ortaya çıkaracak.

Bu tür olaylar, aile içi sorunların ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, adalet yerini bulur ve bu acı olayın tüm gerçekleri aydınlatılır.