Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Muhyiddin Karadaği'nin yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Karadaği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile PKK arasında arabuluculuk yaptığını itiraf etti. Bu şok itiraf, bölgedeki siyasi dengeleri derinden etkileyebilir.

Karadaği'nin Açıklamaları Neler İçeriyor?

Barzani ailesine ait Rudaw medya kuruluşuna konuşan Karadaği, PKK'nın mesajlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilettiğini belirtti. Ayrıca, PKK elebaşı Cemil Bayık aracılığıyla Dolmabahçe Mutabakatı'na dönüş için onay aldıklarını da ilk kez açıkladı. Bu açıklamalar, Türkiye'deki çözüm süreci tartışmalarını yeniden alevlendirebilir.

Karadaği'nin açıklamalarından satır başları:

• PKK'nın mesajlarını Erdoğan'a ilettim.
• Cemil Bayık'tan Dolmabahçe Mutabakatı'na dönüş onayı aldım.
• Türkiye ile PKK arasında arabuluculuk yaptım.

Karadaği'nin bu itirafları, Türkiye siyasetinde ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle Dolmabahçe Mutabakatı'na dönüş olasılığı, farklı kesimlerden farklı tepkiler alabilir.

Dolmabahçe Mutabakatı Nedir?

Dolmabahçe Mutabakatı, 2015 yılında Ak Parti hükümeti ve HDP yetkilileri arasında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan bir toplantı sonucunda kamuoyuna açıklanan 10 maddelik bir metindir. Bu metin, çözüm sürecinin önemli bir adımı olarak görülmüş, ancak daha sonra süreç kesintiye uğramıştır. Mutabakatın içeriği, Kürt sorununun çözümü için atılacak adımları ve prensipleri içermekteydi. Dolmabahçe Mutabakatı, Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

Arabuluculuk İddialarına Tepkiler

Karadaği'nin arabuluculuk yaptığına dair iddiaları, farklı siyasi aktörler tarafından farklı şekillerde değerlendiriliyor. Hükümet kanadından henüz resmi bir açıklama gelmezken, muhalefet partileri konunun aydınlatılmasını talep ediyor. Kamuoyunda ise bu iddialar, şaşkınlık ve merakla karşılanıyor. Arabuluculuk faaliyetlerinin doğruluğu ve sonuçları, önümüzdeki günlerde daha netlik kazanacaktır.

Ali Muhyiddin Karadaği'nin bu çarpıcı itirafı, Türkiye-PKK ilişkilerinde yeni bir sayfa açabilir. Ancak, bu durumun nasıl bir etki yaratacağı ve çözüm sürecine nasıl bir katkı sağlayacağı henüz belirsizliğini koruyor. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde bu konuda nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor.