Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmalar sürerken, projenin ikinci bölümündeki ihalelerin AKP'ye yakın isimlere verildiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. İddiaya göre, sonuçlanan ihaleler AKP'nin Diyarbakır ve Şanlıurfa milletvekili aday adaylarına ait şirketlere verildi. Bu durum, Kanal İstanbul projesi üzerindeki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.

Kanal İstanbul İhaleleri Kimlere Verildi?

Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre, Kanal İstanbul projesinin ikinci bölümünde açılan 10 ihaleden 4'ü sonuçlandı. Sonuçlanan ihalelerden ikisi, toplam 4 milyar 708 milyon lira bedelle AKP'nin Diyarbakır ve Şanlıurfa milletvekili aday adaylarına ait şirketlere verildiği belirtildi. Bu şirketlerin sahipleri ise Eşref Keleş ve İbrahim Halil Yanmaz olarak açıklandı. Eşref Keleş'in 2018 yılında Diyarbakır'dan, İbrahim Halil Yanmaz'ın ise 2023 yılında Şanlıurfa'dan AKP milletvekili aday adayı olduğu biliniyor.

İhaleyi alan şirketler ve ihalelerin detayları ise şu şekilde sıralanıyor:

• Eşref Keleş'e ait Arke Proje Mühendislik: "Kanal İstanbul Projesi 2. Kısım (Nakliye Kanalları, Deniz Yapıları, Batı ve Doğu Batardo Seddeleri) Yapımı İşi" ihalesini 2 milyar 498 milyon TL bedelle aldı.
• İbrahim Halil Yanmaz'a ait YDB Yapı Dekorasyon Restorasyon: "Kanal İstanbul Projesi 2. Kısım Relokasyon Alanları Altyapı Yapım İşi" ihalesini 2 milyar 210 milyon TL bedelle aldı.

Bu durum, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İhalelerin şeffaf bir şekilde yapılmadığı ve AKP'ye yakın isimlere rant sağlandığı yönünde eleştiriler yükseliyor. CHP ve diğer muhalefet partileri, konuyla ilgili soruşturma açılması çağrısında bulundu.

Bu İddialara Ne Cevap Verildi?

İhaleleri alan şirketler ve AKP'den henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, iddiaların odağındaki isimler olan Eşref Keleş ve İbrahim Halil Yanmaz'ın yakın çevresi, ihalelerin usulüne uygun bir şekilde yapıldığını ve şirketlerin gerekli yeterliliğe sahip olduğunu savundu. Kanal İstanbul projesiyle ilgili tartışmaların sürdüğü bu dönemde, ihalelerin şeffaflığı ve usulsüzlük iddiaları daha da önem kazanıyor. Bu durum, projenin geleceği açısından da belirleyici olabilir.

Türkiye'de ihale süreçleri sık sık tartışma konusu olmuştur. Özellikle büyük projelerde, ihalelerin kimlere verildiği, hangi şartlarda yapıldığı gibi konular kamuoyunun merakını cezbetmektedir. İhale süreçlerinin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, kamu kaynaklarının doğru kullanılmasının yanı sıra, kamuoyunun güvenini de sağlamaktadır.

Sonuç olarak, Kanal İstanbul projesiyle ilgili bu iddialar, projenin geleceği ve Türkiye'deki ihale süreçleri hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. İhalelerin şeffaflığı ve usulsüzlük iddialarının açıklığa kavuşturulması, kamuoyunun beklentisi haline gelmiştir. Bu gelişmelerin, projenin ilerleyen aşamalarında nasıl bir etki yaratacağı ise merak konusu.