
Big Tech Gözetimi: 1984'ten 2025'e Orwell Kabusu Gerçek mi?
Günümüzde bilim insanları tarafından "bağımlılık çağı" olarak adlandırılan bir dönemde yaşıyoruz. İnsanların büyük bir bölümü, bir maddeye veya tekrarlanan bir eyleme bağımlı hale gelmiş durumda ve bu bağımlılık pek çok kişide psikolojik sorun olarak görülebilecek seviyede.
Bağımlılık Türleri ve Yaygınlığı
Sadece esrar, kokain, eroin, ketamin, metamfetamin, fentanil gibi uyuşturucu maddeler değil, aynı zamanda farklı bağımlılık türleri de oldukça yaygın. Kumar, spor bahisleri, internet, akıllı telefon, video oyunları, alkol, tütün, hazır veya bol kalorili yiyecek ve içecekler, seks ve porno bağımlılıkları en sık karşılaşılanlar arasında yer alıyor.
Bu bağımlılıkların temelinde, dopamin salgılanması yoluyla haz alma mekanizması yatıyor. Bağımlılık yaratan madde veya davranışlar, beyinde dopamin seviyesini artırarak kişiye geçici bir mutluluk ve rahatlama hissi verir. Ancak bu durum, zamanla bağımlılığa dönüşerek kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir.
Big Tech ve Gözetim Çağı
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, "Big Tech" olarak adlandırılan büyük teknoloji şirketleri, kullanıcı verilerini toplama ve analiz etme konusunda önemli bir güce sahip hale geldi. Bu durum, kişisel gizliliğin ihlali ve gözetim endişelerini beraberinde getiriyor. George Orwell'ın 1984 adlı romanında tasvir edilen distopik dünya, günümüzde Big Tech şirketlerinin faaliyetleriyle yeniden gündeme geliyor.
Peki, Big Tech şirketleri gerçekten de bizi gözetliyor mu? Bu sorunun cevabı karmaşık. Bir yandan, bu şirketler kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak için veri topladıklarını savunuyorlar. Öte yandan, bu verilerin kötüye kullanılması ve manipülasyon amacıyla kullanılması da mümkün. Özellikle sosyal medya platformları, kullanıcıların davranışlarını etkileme ve siyasi görüşlerini yönlendirme potansiyeline sahip.
Big Tech şirketlerinin gözetim faaliyetleri, sadece kişisel gizliliği değil, aynı zamanda demokrasiyi de tehdit edebilir. Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve propaganda yoluyla seçim sonuçlarını etkileme ve toplumsal kutuplaşmayı artırma potansiyeli bulunuyor. Bu nedenle, Big Tech şirketlerinin faaliyetlerinin şeffaf bir şekilde denetlenmesi ve düzenlenmesi büyük önem taşıyor.
İçinde bulunduğumuz bu bağımlılık çağında, teknolojinin sunduğu imkanlardan faydalanırken, kişisel gizliliğimizi ve özgürlüğümüzü korumak için bilinçli ve dikkatli olmalıyız. Big Tech şirketlerinin faaliyetlerini sorgulamalı, veri paylaşımımızı kontrol altında tutmalı ve dijital okuryazarlık becerilerimizi geliştirmeliyiz. Aksi takdirde, Orwell'ın kabusu gerçek olabilir ve gözetim altında bir toplumda yaşamak zorunda kalabiliriz.