Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nin veya daha doğrusu CERN'in kısaltmasını duyduğumuz kurumun adı, genellikle çoğumuzun daha önce sıkça duyduğu Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ile ilişkilendirilir. Ancak genellikle parçacık fiziğini inceleyen kurumun tek işi, parçacıkları çarpıştırarak doğanın temel yasalarını çözmek değil. FLASH yönteminin bir diğer avantajı, hastaların belirli aralıklarla dakikalar içinde almaları gereken radyasyonun, her biri sadece birkaç saniye süren birkaç seansta verilebilmesidir. Ancak bu durum bir zorluk oluşturmaktadır. Aynı zamanda CERN'in partikül hızlandırıcı teknolojisini bir hastane ortamında kullanabilecek ve kompakt x-ışını (doğrusal) hızlandırıcılarla entegre edilebilecek.
Partikül fiziği dışında bir alanda Lozan Üniversite Hastanesi (CHUV) ile bir araya gelen CERN, kanser hastalarının tedavisinde partikül hızlandırıcı teknolojisini kullandı. Kullanıma hazırlanıyor.
2018 yılında ilk sonuçları gözlenen FLASH tedavisi ile yüzeye yakın bir alanda cilt kanseri olan bir hastanın tümörü neredeyse hiçbir yan etki olmaksızın yok edilebildi. Bu aşamada CERN'in CLIC adı verilen Compact Linear Collider teknolojisi kurtarmaya geldi. CERN ve CHUV'deki araştırmacılar tarafından tasarlanan CLIC teknolojisine dayalı makine, kanser hastalarına umut verebilecek bir cihazdır. CLIC teknolojisini hastane ortamında kullanılabilir hale getiren araştırmacılar, bu teknoloji ile hastaları 15-20 cm derinliğe sahip büyük tümörlerden kurtarmaya hazırlanıyor. CHUV tarafından FLASH olarak adlandırılan yöntem, hastanın vücuduna yüksek enerji yüklü elektronlar gönderilerek tümörlerin yok edilmesi ekseninde şekillenir. Milisaniyeler içerisinde uygulanan bu yöntemde hastalar yüksek dozda radyasyon almasına rağmen işlem çok kısa sürede gerçekleştiği için daha az yan etki oluşuyor. Geleneksel radyoterapi yöntemleri gibi çalışan ancak dakikalar yerine saniyeler içerisinde gerçekleştirilen yöntemde, radyasyona daha az maruz kalan hastaların sağlıklı organları en az hasarla tedaviden kurtulur.