Türkiye, terör örgütü PKK'nın kendini feshetme kararıyla sarsıldı. Bu tarihi gelişme, ülke gündeminin en üst sıralarına yerleşirken, haber kanalları da konuyu derinlemesine ele alarak tartışmalara sahne oldu. Gün boyu süren yayınlarda, uzmanlar ve siyasetçiler kararın olası etkilerini değerlendirdi.
Kanalların Yaklaşımı: Sert Tepkiler ve Farklı Yorumlar
Terör örgütünün fesih kararına en sert tepkilerden biri, SÖZCÜ TV ekranlarında Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu'ndan geldi. Babüroğlu, kararın Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yok hükmünde sayılmaması halinde devletin özelliğini kaybedeceğini savundu. Ayrıca, bildiride Lozan Antlaşması'nın ve Cumhuriyet'in reddedilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Birçok kanalda, siyaset bilimciler ve eski askerler de PKK'nın fesih açıklamasında '1924 Anayasası ve Lozan öncesinin referans alınması ile bildirideki soykırım ifadesini, tarihi çarpıtma olarak değerlendirdi ve kabul edilemez' buldu.
CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programında ise Gazeteci Zafer Şahin, tepkilere farklı bir açıdan yaklaştı. Şahin, tepkilerin büyük bir bölümünün 'mış gibi' yapılmış tepkiler olduğu kanaatinde olduğunu belirtti. Ayrıca, toplumsal barışın sağlanıp sağlanmadığına ve bu durumun Türkiye'ye ne kazandıracağına odaklanılması gerektiğini savundu.
Turgut Özal'ın Mirası ve Çözüm Arayışları
Ahmet Hakan'ın programına konuk olan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasının başlattığı "Kürt sorununu çözme sürecinin" vefatının ardından kesintiye uğradığını anlattı. Özal, babasının kendisine, "Türkiye'ye dönücem çok büyük bir siyasi risk alacam ve bu PKK meselesini bitirecem dedi, Kürt meselesini" dediğini aktardı.
Medyanın Rolü ve Beklentiler
Halk TV yorumcusu ve yazarı İsmail Saymaz'ın yeniden ekranlara dönmesi, medyanın bu süreçteki rolünü bir kez daha gündeme getirdi. Saymaz'ın, terör örgütü PKK'nın fesih kararını gazetecilerin soruları eşliğinde anlatmaya çalışması, dikkatle takip edildi. Ayrıca, usta gazetecinin hakkındaki ‘AKÇELİ İŞLER’ ile ilgili iddialara yanıt vermesi de bekleniyor.
TGRT Haber’de Cem Küçük’ün "Her duyumu gerçek gibi yazmak doğru değil. Resmi ağızlardan duyulmadıktan sonra her açıklamaya itibar edilmemeli” sözleri ise medyanın sorumluluğunu bir kez daha hatırlattı.
AK Partili Şamil Tayyar'ın 'İnfaz düzenlemesi çok gecikmeden gelecek!' diyerek "Şartları uyan örgüt mensupları infaz kanunundan faydalanabilir," iddiası ise gündeme bomba gibi düştü.
PKK'nın fesih kararı, Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olabilir. Ancak, sürecin nasıl yönetileceği, toplumsal barışın sağlanıp sağlanmayacağı ve medyanın bu süreçteki rolü büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, "Tarih, kendisinden ders almadığımız sürece tekerrür eder." Bu nedenle, geçmişten dersler çıkararak, geleceğe umutla bakmak gerekiyor.